BİR ZAMANLAR KENDİ HİÇLİĞİMİZİ FARK EDECEK KADAR HER ŞEYİN SAHİBİNİ BİLİRDİK OYSA



 BİR ZAMANLAR KENDİ HİÇLİĞİMİZİ FARK EDECEK KADAR HER ŞEYİN SAHİBİNİ BİLİRDİK OYSA

  Böyle söylemiş saygı değer yazarlarımızdan biri. Bu cümlesi beni derinden etkilemiş ve düşündürmüştü. Evet demiştim kendi kendime bir zamanlar her şey farklıydı.
  
  Bu bir zamanlar öyle zamanlardı ki dev aynaların, sosyal medyanın, sürekli ben diyen insanların olmadığı zamanlardı. 
Mütevaziliğin cahil diline düşerek eziklik olarak görülmediği, kibrin özendirilmediği, argonun alkışlanmadığı dönemlerdi.
Her ürünün, icadın, fikrin sonuna yaratıcısı kelimesinin gelmediği insanların "bunun kaynağı ne?" diye sormadan koşulsuz şartsız yerlerin ve göklerin, tüm kainatın yaratıcısının farkındaydı. Bu farkındalık kişinin ayetlere yönelmesini Allah'a ve Allah kelamına gönülden aktığı gibi tüm bunlar kişinin kendi hududunu bilmesine de yol açardı.
  Göklerde asılı duran yıldızlara, aya, güneşe, gök cisimlerine bakarak şaşkınlık ve tevekkül içerisin de evrendeki bu düzenin tek yaratıcısına hayranlıkla şükür ederdi. Ve yine aynı bakışlar semalardan yerlere indiğinde sayısız canlının, insanın, hayvanın, böceğin ve nice yaratığın sahibi, koruyucusu, büyüklüğü ve kudretinin karşısında kişi kendi hiçliğinin farkında olabilmektedir. Bu öyle bir hiçlik ki kişi bu hiçlikte kendini bulur ve keşfeder. Ama şimdi tüm bunların çoğunluk tarafından unutulduğu zamanlardayız. Cahillik öncelikle gençliğin etrafında kol gezmekte iken genç, yaşlı bu gaflete kapılan her bireyden benliğini çalmaktadır.
  Mevlanaların, Yunus Emrelerin, Necip Fazılların ve en önemlisi Allah kelamı Kur'an-ı Kerim'in unutulduğu yerine kibri aşılayan, içtenliği ve duyguları körelten bir dönemdeyiz. Anlamsız şarkıların, içi boş lafların, cahillik AKIMI zehrinin su gibi yudumlandığı şarap gibi sarhoş ettiği dönem...
  Kişi kendi hiçliğini bulduğunda bilhassa zehrin çoğaldığı şu zamanlar da bu halinden utanır olmuştur. Azla mutluluk yerine çokla didinmeyi tercih etmiş aslolan hiçliğini hırslar ile doldurmuş ev, araba ve paraya sahip olma arzusu tüm varlıkların esas bir sahibi olduğunu ve kendinin bu varlıklar içinde gelip geçici bir kiracı olduğunu unutmuştur.
  Bu haller içinde biraz daha refah biraz daha zenginlik istenirken ömür geçmiş bu hengame arasında varoluş nedenini dahi unutmuştur. Semaya kalkan bakışlar içerisinde artık tefekkür ve hayranlıktan ziyade " Yıldız kayıyor dilek tut" hurafeleri dolaşmaya ve zamanla inanılmaya başlamıştır. Kalpleri karartan, zihinlerde unutkanlık oluşturan bu haller gözleri de kör etmiştir. İnsanoğlunun her şeye sahibim dediği veya sahip olmaya çalıştığı maddi unsurlar aslında benliğini yok eden kendini unutturan varlıklardı. Fakat her şeye sahip olma yolunda iken her şeyin sahibi unutulmuş şükür, tefekkür ve ibadetler "Şunları da alayım yaparım." sözleriyle ötelenmiştir.
 Bunların dışında kalan her eksiğe "çağın sorunu" denmiş tüm siyasi, sosyal, ekonomik olaylar öne sürülmüştür. Fakat kişi artık çağın sorunlarını bir kenara bırakmalı önce kendi sorunlarına odaklanmalı esasında içi boş ve gereksiz bütün fazlalıklardan arınmalı kendi hiçliğini görüp her şeyin sahibine ulaşmalıdır, ulaşmalıyız...

Yorumlar

  1. Doğru söyleyen her zaman 9 köyden kovulmaz . Bu kadar Doğru söyleyen alkışlanmalı👌 tebrik ederim 😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar